Marmaris Bozburun

Marmaris Bozburun

Marmaris Bozburun :

Bozburun Pansiyon Video Görüntüsü için tıklayınız.

Marmaris’in hemen yanı başında Ege ile Akdeniz’i buluşturan ‘Bozburun Yarımadası’nda, yani, yolun bittiği yerde, tarihin ve doğanın keşfedilmeyi bekleyen güzellikleriyle koyun koyuna adeta bir tatil cennetidir Bozburun. Burası, geniş bir koy olup, ‘Ada Boğazı’ adı verilen geçişle Ege ve Akdeniz’e bağlanır. Dantel gibi kıvrımları ve adalarıyla ‘mavi yolculuk’ teknelerinin gözdesi bu deniz kasabası, çevresindeki topraklarda yüzlerce, binlerce yıl yaşayan medeniyetin ayak izlerini taşır. Kıyılarındaki mavi türkuaz renkli sularında batıklardan dalgıçlar tarafından yüzeye çıkarılan amforalar dâhil her türlü nesne Bozburun’un geçmişte önemli bir ticaret limanı oluşunun kanıtlarıdır.

Yarımadaya adını veren Bozburun, bu bölgeyi Hisarönü, Orhaniye, Turgut, Selimiye, Bayırköy, Söğüt, Kızılger ve Taşlıca gibi sevimli köy ve beldelerle paylaşır. Ancak, yarımadanın en ucundaki Serçe Limanı ve Bozukkale unutulmamalı. 1970’li yıllara kadar balıkçılık ve süngercilikle geçimlerini sağlayan Bozburunlular, zaman içinde tekne yapımında ustalaştılar ve ‘gulet’ adı verilen geleneksel yelkenlilerin yapımı ile yalnız Türkiye’de değil, dünyada ün yaptılar. Bozburun bugün yörenin en güzel teknelerinin yapıldığı, en bol ve çeşitli balığın çıktığı, arkeolojik yapısı en iyi korunabilmiş nadir tatil cennetlerinden birisi…

 Barınaklı, stratejik küçük bir limana sahip olan Bozburun, bölgede seyreden veya mavi yolculuğa çıkan tüm teknelerin uğrak veya buluşma yeri. Yarımadanın yemyeşil dağları arasında portakal, limon, badem ve zeytin ağaçlarıyla bezenmiş bu tatil beldesi, irili ufaklı motel, pansiyon ve lokantalarıyla tatilcilere sakin, sessiz ve huzurlu bir ortam sunuyor. Bozburun’u doya doya yaşamak için bu koylardaki adeta damıtılmış temizlikteki sularda yüzmeniz ve nefes kesen manzaralarını fotoğraflamanız bile size yeter…

 Bozburun’un geleneksel Türk kahvehaneleri, restoranları, bölgenin anılarını evinize taşıyacak hediyelik eşya dükkânları tatilinize renk katacak. Ilıman bir iklime sahip olan Bozburun’da yerleşik halkın yanında başka şehir ve ülkelerden gelerek yaşayanlar ve Bozburun keyfini yazın sürmek için ev satın alan ve kiralayanlar da var. Ünlü Türk müzisyen Bülent Ortaçgil de beldeyi uzun yıllar önce keşfedip yaşamının çoğunu Bozburun’da geçirenlerden. Bozburun’da tatil yapmaya karar vermişseniz, Ege’nin farklı bir kültürünü, folklorunu da keşfe hazırlanıyorsunuz demektir. Batısındaki en yakın komşu Yunanistan’ın Simi Adası ile Bozburun arasındaki giriş çıkışlara büyük kolaylık sağlayacak gümrük kapısı geçtiğimiz yıl hizmete girdi. Küçük teknelerle gelenler veya ayrılanlar için giriş ve çıkışlar artık burada yapılabiliyor.

BOZBURUN’A ULAŞIM

   Bozburun Marmaris’e 57 kilometre uzaklıkta yeralıyor. Marmaris’ten Bozburun’a her gün boyunca minibüs seferleri var. Bu minibüsler ile yaklaşık bir saatlik yolculuktan sonra Bozburun’a veya buradan Marmaris’e gidiliyor. Ulaşımınızı araba kiralayarak veya taksi ile de gerçekleştirmeniz mümkün.

           Marmaris-Dalaman- Marmaris arasında uçak saatlerine bağlı olarak Havaş tarafından otobüs servisi sağlanıyor. Havaalanından Marmaris’e 1 saat 15 dakikada ulaşılıyor. Marmaris – Datça karayolunun 25. kilometresinde Hisarönü köyü yönünde sola dönülerek yol Bozburun’a ulaşılır. Ayrıca, Marmaris-İçmeler Turunç-Bayır köyü üzerinden asfalt olan dağ yolundan Bozburun’a gidilebilir.

            Bozburun’un çeşitli yerlere uzaklıkları; Marmaris 57 km, Gökova 89 km, Ula 98 km, Muğla 113 km, Köyceğiz 114 km, Ortaca 131 km, Dalaman 145 km, Fethiye 195 km, Bodrum 219 km, İzmir 293 km, Antalya 371 km.

 

NEDEN BOZBURUN

Başka yerlerde sessizliğin sesini burada olduğu kadar hiç dinlediniz mi? Bozburun’da bu farkı hissedeceksiniz. Sadece kuş cıvıltıları ve su sesleri eşlik edecek bu sessizliğe. Böylece tarih, deniz, kum, güneş ile yoğrulmuş, sakin ve huzur dolu bir tatil sizin olacak.

Bozburun’da uygun fiyatlı temiz ve rahat pansiyonlardan otel, motel ve butik otellere kadar konaklama hizmeti veren çeşitli yerler var. Konaklayacağınız yer neresi olursa olsun denize uzaklığınız sadece birkaç metre olacak. Bu huzur ortamında gün içinde berrak sularda yüzmek, akşam yemeğinde yüzdüğünüz sulardan avlanan balıklarla donatılmış mum ışıklı bir masada Ege lezzetlerinin tadına varmak ve yine sessizliğin kucağında dingin uykulara dalmak Bozburun’u anlatmak için en kısa yol…

Bozburun’un yalnız topraklarında değil, denizinin altında da antik kentlerin yaşam izlerini bulabileceğiniz bu huzur beldesi, aynı zamanda mavi yolculuğun çok önemli duraklarından birisi. Bozburun’da özellikle günbatımı saatlerini kendinize ayırıp, güneşin başka diyarlara uğurlandığı bu saatlerde günbatımının büyülü güzelliğini tatil anılarınız arasına unutmamak üzere kaydedin.

Bozburun koyunun en önemli özelliği, “gulet” adı verilen ünlü Akdeniz-Ege ‘mavi

tur’ teknelerinin yapım yeri olması. Sahilde küçük bir tatil beldesi olmasına rağmen, Bozburun’un bu alandaki ünü ülke sınırlarını aşmış durumda. Bozburun’da mevcut 35 tersane ve tekne yapımına yönelik 18 atölyede dünyanın dört bir tarafından gelen talepler doğrultusunda en son teknolojiyle, en kaliteli ve konforlu guletler yapılıyor.Bozburun halkı, her sene geleneksel olarak gerçekleştirilen “Gulet Festivali” ile adeta birer sanat eseri olan guletlerini sergiliyor ve görücüye çıkarıyor. Eğer deniz tutkunuysanız, her yıl Ekim ayı sonunda düzenlenen ‘Uluslararası Bozburun Gulet Festivali’ni kaçırmayın.

Bozburun beldesi yakınlarında şirin köy ve beldeler birbirine komşuluk yapıyor. Turgut köyü ve şelalesi, Orhaniye’nin Kızkumu, Selimiye, Söğüt, Saranda, Bozukkale, Kıran Gölü, Serçe Limanı görülmesi gereken yerler. Binlerce yıl öncesinde çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bu yarımada üzerinde antik kentleri birbirine bağlayan patikalarla ulaşım sağlanmış. Tatilinizi Bozburun’da geçiriyorsanız, yapacağınız doğa yürüyüşlerinde belki bu medeniyetlerden geriye kalan çok fazla bir şey göremeyeceksiniz ancak bölgenin bakir doğasını benliğinizde hissedeceksiniz.

Bu şirin, sessiz ve huzur dolu tatil beldesinin bir özelliği de Marmaris’e sadece 50 kilometre uzaklıkta olması. Yalnız ülkenin değil, dünyanın da gözde tatil merkezlerinden biri olan Marmaris bu yarımadanın hemen yanıbaşında daha hareketli, renkli bir tatil günü ve gecesi geçirmenize, alışveriş yapmanıza olanak tanıyor.

Bozburun adı nereden geliyor?

Boz renkli dağlarla çevrili ve bir burun üzerinde bulunan Bozburun beldesinin adının doğasından kaynaklandığı akla gelebilir. Ancak araştırmacılar, bölgeye 14 ve 15. yüzyıllarda Orta Anadolu’dan Moğol İstilası nedeniyle kaçan ‘Boz Obası’ Türkmenlerinden bir gurubun yerleştiğini, daha sonra bu yerleşim yerine “Bozburun” denmeye başlandığını belirtiyor.

      

 

Bozburun tarihi

 

Muğla ilinin doğuda Fethiye ve Kınık dışında kalan kısmıyla, kuzeyde Tavas-Afrodisyas, batıda Aydın ve Büyük Menderes hattının içinde kalan bölge Karya olarak bilinir.  Karyalılar, M.Ö. 4. binlerde merkezi Girit adası olan Minos uygarlığının bir parçası olarak Ege adalarında yaşarlarken, M.Ö. 3400 yıllarında Minos egemenliğinden ayrılarak Anadolu’ya gelip, Muğla yöresinde yerleştiler. Karya adı bu kavmin o zamanki kralı Kar’ın adından gelmektedir. M.Ö. 1000 yıllarında bölgeyi Dor ve İyonların istila etmesi sonucunda Karya egemenliği sona ermiştir.

Karyanın bilinen tarihi İyonların bölgeye yerleşmesi ile başlar. Gökova körfezinin iki ucuna yerleşen Dor’lar buraya MÖ. 7. yüzyılda Teselya bölgesinden geldiler. Knidos ve Halikarnasos’dan ayrı olarak 4 şehir daha kurdular. Böylece bölgede kurulan 6 şehrin katılımıyla oluşan federasyona ‘Hexapolis’ yani ‘altı şehir’dediler. Bunlardan ikisi olan Halicarnasos (bugünkü Bodrum) ve Knidos (bugünkü Datça) Gökova Körfezinin batısındaki iki yarımadanın ucunda çok stratejik noktalarda kuruldu. Diğer dört şehir ise, bugün Yunanistan’a ait olan adalarda olup, birisi Kos’ta (İstanköy) diğerleri, Rodos Adası üzerindeki Kamiros, İalysos ve Lindos’dadır. Kent M.Ö. 6. yüzyılda önce Lidyalıların ve ardından Perslerin egemenliği altına girdi. Helenistik dönemde Datça’nın hemen kuzeydoğusundaki yarımadada (bugünkü Burgaz mevkiinde) yaşayan Knidoslular, buranın Akdeniz–Ege deniz ticaretinin kontrol edilmesine uzak ve güvenliğinin iyi olmadığı gerekçesiyle şehri MÖ. 4. yüzyılın ortalarında bugün ‘Deve Boynu’ olarak da bilinen Knidos’a taşıdılar. Zamanın ünlü helkeltıraşı Praxiteles burada “Çıplak Afrodit” heykelini yapınca bölge daha da ünlemiş, yine Knidoslu mimar Sostratos Mısır’a gidip dünyanın 7 harikasından birisi sayılan İskenderiye Fenerini (Faros) inşa etmiştir. Yine başka bir Knidoslu uzay bilimci astronom Eudoxos burada açtığı gözlemevinde ‘uzaydaki gezegenlerin aynı merkeze bağlı olarak hareket ettiklerini’ söyleyerek antik çağda büyük bir yenilik yaratmıştır. Bu dönemde, Büyük İskender’in ele geçirdiği kent M.Ö. 120 yılında Roma İmparatorluğunun egemenliğine, M.S. 395 yılında da Bizans İmparatorluğu yönetimine girmiştir. Muğla ili ve Datça Yarımadası 12. yüzyılda Selçuklu İmparatorluğu, 13.yüzyılda Menteşe Beyliği, 14.yüzyılda ise Osmanlı İmparatorluğuna katılmış, 20. yüzyılda da Türkiye Cumhuriyeti yönetimine geçmiştir.

Antik çağlardan bu yana bir yerleşim yeri olarak varlığını sürdüren Bozburun’un bilinen en eski adı ‘Tinos’ ya da ‘Tymnos’dur. Yakın tarihte Bozburun, Drahya’nın en önde gelen yerleşim yeri ve limanı olarak “Bosprina” adıyla tanınmıştır. Anadolu’nun fethinden sonra Türkmen göçleri, Toroslar yoluyla önce Marmaris’e, daha sonra Drahya’ya ulaşarak bölgede yaşayan diğer etnik grupların yanında yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Lozan anlaşmasının ardından gerçekleştirilen mübadele hareketinden sonra beldenin tek hâkimi Türkmenler olmuştur. Bozburun, Cumhuriyet döneminde belde olarak varlığını sürdürmüş olup 1992 yılı Haziran ayında belde belediyesi hizmete girmiştir.

Kent, Bozburun körfezinin iç ucundadır ve hemen yanıbaşında, bir derenin taşıdığı alüvyonlarla oluşmuş genişçe bir kumsal vardır. “Poseidonion” diye de anılan kentin çevresinde kale ve mezar kalıntılarına kolaylıkla rastlanabilinir. Yerel halkın “Kale” dediği tepenin denize bakan yamacında surların ve dikdörtgen planlı burçların ‘Leleg’ türü duvarları, cyklopik (harçsız, sıvasız, taş taş üstüne mimari) işçiliğiyle olağanüstü görkemli ve sağlam yapılmış ve bugünlere kadar ayakta kalabilmiştir.

 

Bozburun yarımadasında bilinen 10 tarihi kent vardır. Marmaris-Datça yolundan 20km

uzaklıkta bulunan ‘Bybassos’un orta çağdan kaldığı sanılan bir kalesi bulunuyor. Orhaniye ve Turgut köyleri arasındaki ‘Hygassos’da MÖ. 2000 yıllarına ait sur kalıntıları görülebilir.            ‘Kastabos’ ise Eren Dağı düzlüğüne kurulan kutsal bir kent. Karia dilinde ‘Tapınak düzlüğü’ anlamına geliyor. Burada dağın tepesinde ‘Hemithea’ adlı tanrıçaya ait bir sağlık kültü ve büyük bir mermer platform var. Henüz arkeolojik kazı yapılmadığından ziyarete açık değil. Eski çağlarda burası şifa dağıtan tanrıça ‘Hemithea’ya ait bir tapınak olup kutsal ziyaret yeriymiş.            ‘Tymnos’ Rodos İdaresinin güneybatı Anadolu topraklarındaki ilçe merkezlerinden birisiydi. Bozburun’un 3-4 km güney doğusunda bulunduğu tahmin edilse de tarihçiler, kentin tam yeri üzerinde söz birliğine varamamışlardır.

           ‘Syrna’ ise bugünkü Bayır köyünün olduğu yerde kurulu küçük bir kent. Yerleşim, Helenistik çağda buradaki Asklepios (sağlık tanrısı) tapınağıyla ün kazanmış. Bugün tapınaktan günümüze kalıntı kalmamış olsa da, kent surlarının bazı bölümleri ile bir takım yapıların temel kalıntıları görülebilir. Bayır köyü meydanındaki caminin önünde duran taş, tapınaktan geriye kalan en sağlam parçalar arasında yer alır.

           Söğüt köyü ve çevresinde ise ‘Thysanos’ yer alır. Mevcut izler birkaç duvar parçasından ibaret olsa da, görünenden çok daha fazlasının toprak altında bulunduğu, yapılacak kazılarla pek çok şeyin ortaya çıkacağı söylenir.

           Taşlıca köyünün güneybatısındaki Asar Tepesi’nde bulunan ‘Phonix’ antik kenti Marmaris yarımadasının en önemli kent kalıntılarına sahip. Kalıntılar, Taşlıca köyünün güneybatısındaki Asar Tepesi ve çevresinde yer alıyor. Bunların arasında iyi korunmuş kent yapıları, ‘nekropol’ (mezar) kalıntıları ve sivil yapılar bulunuyor. Tarih kayıtlarına MÖ. 334 yılında Büyük İskender Doğu Seferinde donanmasını ‘Phonix’ limanında konaklatmış.

            Bozburun yarımadası üzerinde Turunç belediyesi sınırları içindeki ‘Amos’gerek tarihi gerekse doğal güzellikleri açısından önemli bir antik kent. Antik Karya Uygarlığı’nın yerleşim yerlerinden ve Rodos Birliği’ni oluşturan önemli yerleşim birimlerinden (deme) birisi kabul ediliyor. Kent, tepe boyunca uzanmış sur kalıntılarına sahip olup, ayakta kalan en önemli yapısı 2 bin kişilik amfi tiyatrosu. Akropol konumunda bir tepe üzerine kurulu antik kent Helenistik devirden Bizans devrine kadar sürekli yerleşim geçirmiş. Bunu, antik şehrin merkezindeki kalıntılardan tahmin edebiliyoruz. Şehrin tiyatrosu ve yanındaki Apollon Tapınağı çevresinde görülen heykel kaideleri ve üzerindeki ayak izleri, sarnıç ve diğer yapıtlar şehrin yerleşimini belli eden önemli kanıtlar. Amos, geçmişte karayolu bulunmayıp, iyi gözetim ve güvenliğe sahip olmadığından, özellikle denizden gelen Akdeniz korsanlarının ve antika eser kaçakçılarının bilinçsiz yapılan kazıları ve antik şehri yağmalaması sonucu büyük zarar görmüş. Buralardan kaçırılan bazı eserler ve kalıntılar günümüzde yabancı müzelerde sergileniyor.

             Bozburun Yarımadası’nın güney ucunda, Serçe Limanı’nın hemen kıyısında yer alan ‘Kasara’nın adı Karya dilinde “Büyük Güzel Köy” anlamına geliyordu. Helenistik çağda, aynı Amos gibi Rodos Devletine bağlı bir kent merkezi olmuş. Ören yerinde Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılara rastlamak olası.

BOZBURUN YARIMADASINDA GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER Serçe Limanı Taşlıca’ya girerken sağa ayrılan toprak yol, 8 km sonra sizi deniz yönünden görünmeyen gizli bir limana ulaştırır. Burası mavi yolculuk turu yapan teknelerin, yatların mola ve uğrak yeri olan Serçe Limanı’dır. Pırıl pırıl denizi ve tertemiz dip görüntüsüne sahip liman, sert rüzgârlı havalarda bile kaptanlara teknelerini güvenle demirleme olanağı sağlar. Yapılan bir sualtı araştırmasında 11. yüzyılda ait ve içinde cam eşya bulunan bir batık bulundu. Batıktan çıkarılan tüm eser ve objeler Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Arkeologlara göre Kasara kenti de Serçe Limanına yakın bir yerde bulunuyor, ama henüz bu kentin izine rastlanamadı.

 

 

Bozukkale (Loryma)

Bozukkale limanına ve yakınındaki ‘Loryma’ antik kent kalıntılarına karadan ulaşmak istenirse, Söğüt’ten Taşlıca’ya kadar araç, oradan da yürümek gerekir. Burayı ziyaret denizden daha kolaydır. Bozukkale Limanı, rüzgâra karşı korunaklı konumuyla bugün mavi yolculuk teknelerinin ve yatların en önemli durak noktalarından birisi. M.Ö. 7. yüzyılda kurulmuş olduğu belirtilen Loryma kentinin kalıntıları koyu da içine alan çok geniş bir alana dağılmış. Körfez, tarihte de bu konumu nedeniyle stratejik öneme sahipti. Bozukkale’de o yıllardan bugüne ayakta kalabilmiş eser limanın kalesidir. Ayrıca kentin yukarı kısmında Karaburun üzerinde ve 1 saatlik yürüyüşle ulaşılabilecek akropolü vardır. Surlarla çevrili akropol üzerinde yer alan üç büyük sarnıç ve sadece bir tek yapıya ait temel kalıntıları bu alanın tehlike anında sığınma amaçlı kullanıldığını gösteriyor. Bizans döneminde bir donanma üssü ve silah deposu olan Loryma’ya antik dönemden kalan yapı malzemeleri de kullanılarak üç kilise ve çok sayıda ev yapılmış. Evler yamaçta olup, teraslar üstündedir. Kentin batısındaki ovada “Artemis Soteria” kutsal alanı yer alıyor. Koyun batısında güneye doğru uzanan nekropol alanı tapınağa bitişiktir. Nekropolün güneyindeki ovada ise Apollon Kutsal Alanı’ bulunuyor. Ayrıca yazıtlardan Rodos tanrısı Zeus Atabyrios’a adanmış bir sunak olduğu biliniyor. Koyda bugün mavi yolculuk tekneleri ve yatlara hizmet veren lokantalar var.

Söğüt ve Saranda

Bozburun’un birkaç kilometre ilerisindeki Söğüt’ün denize açılan kapısı ‘Saranda Koyu’dur. Söğüt’e 3 km uzaklıktaki Saranda’ya inişte sizi etkileyici bir manzara karşılayacak. Sömbeki körfezi ve yeşillikler içinde Saranda koyu ayaklarınızın altında olacak. İleride ve sis içindeki büyük ada ise Yunanistan’ın Sömbeki (Simi) Adasıdır. Özellikle günbatımında bu manzarayı doyasıya seyredin. Saranda, bölgede keşfedilen yeni turizm merkezi olmaya aday olup, köylülerin tek katlı taş ve briket evleri yeni sahipleri tarafından bahçeli, havuzlu tatil evlerine ve butik otellere dönüştürülüyor. Marmarisli olmaya karar vermiş çeşitli uluslardan insanlar bu bölgede ev sahibi oluyorlar. Bahçelerde yapılan organik tarımla elde edilen doğal ürünlerle beslenmeyi amaçlayanlar buraya daha fazla ilgi gösteriyor.

Kıran Gölü Burası, Loryma (Bozukkale) antik kentinin yakınında bulunan, kışın dolan, yazın da kuruyan 30 metre çapında ufak bir gölcük. Çevresindeki diğer antik kentler gibi bu gölcüğün yanında Rodos’a bağlı tarihi bir kentin bulunduğu yöredeki kalıntılardan anlaşılabiliyor. Kent karadan ulaşılması zor bir arazide bulunduğundan, önce Bozukkale Limanı’na kadar denizden gidilip oradan 2 saat kadar süren bir zorlu yürüyüşle antik alana varılıyor.

BOZBURUN BATIĞI

1973 yılında bir sünger avcısı tarafından Bozburun’da bulunan batık Bizans gemisi, bölge tarihinin bilinmeyen bölümlerine ışık tuttu. Marmaris’in Selimiye köyüne birkaç kilometre mesafedeki Küçüven Burnu’nda keşfedilen bu Bizans gemisi, merkezi Bodrum’da bulunan Sualtı Arkeoloji Enstitüsü arkeologları tarafından incelendi.Bozburun batığı ilk bulunduğunda bir gemi kalıntısından çok kumlu yamaca serili, 20 metre uzunluğunda ve sekiz metre genişliğinde bir amfora yığınını andırıyordu. Batıkalanından çıkarılan amfora örnekleri, geminin 9. yüzyılda ya da 10. yüzyıl başında battığını gösteriyor. Bu yüzyıllar Doğu Akdeniz’de dramatik değişimlerin yaşandığı, Bizans İmparatorluğu’nun ‘Altın Çağı’na girdiği dönemleri işaret ediyor. Oysa Akdeniz kıyılarında bu döneme ait çok az kurtarma çalışması yapıldığından tarihin o dönemiyle ilgili bilgiler oldukça kısıtlı kalmış. Bozburun Batığı, donanım ve malzemesinden yapım tekniğine kadar dönemin tüm özelliklerini taşıyor. Bu durum arkeologlara o dönemin ekonomisini, tekniğini, sosyal ilişkilerini ve çevresel koşullarını inceleme fırsatını veriyor. Daha önce Bodrum Yassıada’da 7. yüzyıl ve Serçe Limanı’nda 11. yüzyıla ait batık gemilerin araştırma ve kurtarması yapılmış, Bozburun batığının bulunmasıyla da aradaki yüzyıllara ait bilgiler tamamlanmıştır. Batığı cazip kılan bir başka etken de geminin iyi korunmuş olmasıdır. Geminin büyük bir bölümü kuma gömülü olduğu için hem taşıdığı yük, hem de gövdesi çok fazla çürümemiş, üzeri kum ve çamurla örtüldüğü için de battığı yerde kalmıştır. Mutfaktaki kuş kemiklerinden, amforaların tahta tıpalarına ve geminin ahşap bölümlerinin temeli olan omurgaya kadar hemen tüm donanım günümüze ulaşmıştır. Yassıada ve Serçe Limanı batıkları, bu çağların gemi yapım tekniklerinde önemli gelişmelere işaret etseler de, bu gemilerin iskeletleri yeterli bilgi verecek kadar sağlam kalmamışlardı. Batık alanında 1995 yılında başlayan çalışmalar, 1996 yılında hız kazandı. Amforalar çıkarıldıkça batığın durumu daha da belirginleşti. Arkeologlar, bu Ortaçağ ticaret gemisinin üzerini bin yılı aşkın süredir kaplayan kum ve çamuru temizlediler.Batıktan çıkarılan amforalar, çanak çömlek parçaları, demir, bakır, ahşap, kemik ve camlar dünyanın en önemli su altı arkeoloji müzesi olarak bilinen ‘Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne taşındı. Bozburun batığı, bilinmeyen bir tarih dönemini şekillendirip günümüze taşımıştır.

 

COĞRAFİ KONUM ve İKLİM-BİTKİ ÖRTÜSÜ

           Bozburun Beldesi, Türkiye’nin güneybatısında, Muğla ilinin Datça-Bozburun Yarımadaları üzerinde, Hisarönü Körfezi’nin kuzey ucunda yer alır. Ege Bölgesi karakterini yansıtan çok girintili kıyı yapısı ile benzersiz doğal ve tarihi güzelliklere sahip. Bu güzel kıyı kasabası, kuzey kısmından Datça ve Marmaris’e, doğu kısmından ise Bayırköy yolu ile İçmeler’e bağlanır. Güneyindeki ‘Yeşil Ada’ iç deniz havası taşıyor. Bölgenin kuzeyinde Gökova Körfezi, güneyinde ise Hisarönü ve Yeşilova (Sömbeki) Körfezleri var.

           Bozburun, 36.41 derece  enlem, 27.59 derece boylam koordinatlarında bulunur. Marmaris’e 50, Muğla’ya 100 kilometre uzaklıkta. Balaban dağlarının güneybatı uzantısı olan Bozburun Yarımadası; Gökdağı, Güvençdağı, Bozcadağ, Hisardağı, Çataldağı gibi küçük uzantılarla Atabol Burnuna kadar uzanır. Yarımada, yüzlerce küçük koya ve yarımadaya sahip bir morfolojik çeşitlilik taşır. Selimiye ve Turgut bölgesi içinde yer alan çok küçük düzlük tarım alanları bugün de kullanılıyor.

           Bozburun Yarımadası bitki çeşitliliği açısından da oldukça zengin bir yapıya sahip. Bölgedeki bitki örtüsü çoğunlukla ormanlar, makiler, frigona topluluğu ve vadi taban bitkilerinden oluşur. Tipik bir Akdeniz bölgesi iklim özelliği görülür. Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlıdır. Dağlık arazinin kuzey ve güney bölümleri birbirinden farklı rüzgâr etkileri altında kalır. Yamaçlar farklı düzeyde güneş alır. Kuzeye bakan yamaçlar, karadan gelip Kerme Körfezi üzerinden geçen serin ve genellikle daha kuru rüzgârların etkisi altındadır. Bu durum yamaçlarda daha sert yapılı bir iklim yaratır. Ayrıca Dağların kuzey ve güney yamaçları güneşi farklı alır, bu da kuzeydeki yamaçların daha fazla nem almasını sağlar. Yağışların büyük bir bölümü Kasım ve Nisan ayları arasındadır. Nisan ayı başından, Ekim sonuna kadar denize girmek mümkün. Yıl içinde ortalama deniz suyu sıcaklıkları: Ocak 16, Şubat: 15, Mart: 16, Nisan: 17, Mayıs: 19, Haziran: 22, Temmuz 24, Ağustos: 26, Eylül: 25, Ekim: 24, Kasım: 21, Aralık: 18 derece.

Bozburun için gündüz sıcaklık değerleri ise (en düşük – en yüksek): Haziran 30 – 41 °C, Temmuz 33 – 42 °C, Ağustos 33 – 41 °C, Eylül 29 – 39 °C.

Gündüzleri, denizden karaya esen meltem rüzgârı yazın en sıcak günlerinde bile güzel ve huzurlu bir tatil için serinlik sağlar. Ekim sonundan Nisan başına kadar geçen kış sezonu süresince bile Bozburun, yumuşacık ılık iklimiyle gerçek bir cennet olup, güneşli kış günlerinde hava sıcaklığı 20 °C’nin altına düşmez.

Yaz ve kış aylarında ortalama olarak yılın 200 – 250 günü güneşli geçiyor. Ortalama %50 ila %70 arasında değişen ve insan sağlığı açısından çok uygun, düzenli bir nem oranına sahip. Kısacası Bozburun, ılıman iklimi nedeniyle yılın her ayında tatil yapmaya elverişli bir Ege beldesi…

BOZBURUN NÜFUSU  

         Bozburun 2 bin 500 civarında nüfusu barındırıyor. Yerleşik halkın yanında yazın gelen yazlıkçılar ve turistlerle artış gösteren nüfus yaz aylarında 8-10 bini buluyor. Nüfusun küçük bir bölümünü de Türkiye’de yaşamayı seçen Avrupalılar oluşturuyor. Bozburun yaz sezonunda 600 yatak kapasitesiyle turizme hizmet veriyor.

BOZBURUN-SİMİ SINIR KAPISI

            Her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlayan Muğla sahillerinde, “8. Deniz Gümrük Kapısı” Bozburun beldesinde bulunuyor. Yakın komşu Yunanistan’ın Simi Adası ile Bozburun arasındaki giriş çıkışlara büyük kolaylık sağlayan gümrük kapısı 2010 yılında hizmete açıldı.

 

 BOZBURUN GULETLERİ ve ULUSLARARASI BOZBURUN GULET FESTİVALİ

           Bozburun denildiğinde  ilk akla gelen “guletler”oluyor. Bozburun’un en önemli özelliklerinden birisi ‘gulet’adı verilen ünlü Akdeniz gezinti teknelerinin yapım yeri olması. Bozburun’un bu alandaki ünü ülke sınırlarını aşıyor. Mavi yolculukların yapıldığı bu guletler için Avrupa’nın ve dünyanın birçok ülkesinden tekne yapımı için siparişler alınıyor. Bozburun halkı bir nesilden diğerine atalarının bu sanat öğretisini taşıyor ve bu geleneği devam ettiriyor. Bozburun’da dünyanın dört bir tarafından gelen talepler doğrultusunda en son teknolojiyle, en kaliteli ve konforlu guletler imal ediliyor. 35 tersanesi ve tekne yapımına yönelik 18 atölyesi bulunan Bozburun’da yılda 70-80 tekne yapılıyor. Bozburunlular, tekne ürettikleri gibi bu tekneleri kendileri de işletiyorlar. Bu küçük ve şirin kasabanın limanına bağlı çeşitli guletler mavi yolculuk hizmeti veriyor.

           Bozburun halkı, her sene geleneksel olarak gerçekleştirilen “Gulet Festivali” ile adeta birer sanat eseri olan guletlerini sergiliyor ve görücüye çıkarıyor. Uluslararası Bozburun Gulet Festivali her yıl yat sezonu bitiminde ve Ekim ayının sonlarında yapılıyor. Bozburun halkı kendi yapıtları olan ‘Gulet’i çocukları olarak kabul ediyor.


BALIKÇILIK

            Küçük bir balıkçı kasabası görünümündeki bu cennetin en önemli geçim kaynaklarından birisi balıkçılık. Halkın önemli bir bölümü geçimini balıkçılıkla sağlıyor. 98 Balıkçı teknesinin bulunduğu yörede yılda 125 ton balık avlanabiliyor. Deniz çipurası, lagos, mercan, akya, trança, orfoz, mezgit, barbunya bölgenin balık çeşitlerinden.

Avlanan balıkların bir kısmı bölge halkı ve turistlerce tüketilip geri kalanı Marmaris ve İzmir’e gönderiliyor. Balık çeşitleri açısından dünyanın en zengin denizlerinden biri olan Ege’nin belki de en güzel koyuna sahip olan Bozburun, Marmaris’in ve çevresinin balık ihtiyacını büyük ölçüde karşılayabilecek kapasiteye sahip. Bozburun halkı, balıkçılığı dünya normlarına uygun olarak, doğaya saygılı bir şekilde yapıyor.

YELKEN, DALIŞ, GÜNLÜK GEZİ TEKNELERİ ve DOĞA YÜRÜYÜŞÜ

             Bozburun daima rüzgârlı olduğundan yelken sporu için uygun bir yer. İşte bu rüzgârlar yelkenciler için Bozburun’u vazgeçilmez yapıyor. Bozburun koyları dalış sporu için de çok elverişli. Doğanın kucağında adeta dantel gibi işlenmiş girintili çıkıntılı kıyıları çok temiz ve berrak bir denize sahip. Tıpkı mercan adalarında olduğu gibi, çıplak gözle, denizin metrelerce dibi görülebiliyor. Kızılada, Apostos Burnu, İncirliada, Çanak limanı, Dirsekbükü, Kamarya adası, Lindos, Bencik ve Bozan Burnu önemli dalış noktaları.

            Binlerce yıl öncesinde çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış bu yarımada, üzerindeki antik kentleri birbirine bağlayan patika ağıyla örülü. Tatilinizi Bozburun’da geçiriyorsanız, yapacağınız doğa yürüyüşlerinde tarihi yeniden keşfedecek, bölgenin bakir doğasını benliğinizde hissedeceksiniz. Taşlıca köyü yakınlarındaki Kırkkuyular ve Sindilli, köy ve yürüyüş turlarının yeni adresi olmuş. Kırkkuyular, adı üstünde, bu adı bölgenin eski sakinlerince yapılmış 40 sarnıçtan alıyor.

           Bozburun koyunun ve çevre koyların doğal dokusunu keşfetmek ve bu koyların masmavi tertemiz sularını kulaçlamak için günübirlik bir gezi yapmak istiyorsanız bunun için önceden gezi tekneleriyle anlaşmanız gerekiyor.

DATÇA – BOZBURUN YARIM ADALARI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ

         Bölge; sahip olduğu doğal, kültürel ve tarihi değerlerin korunması amacı ile ‘Datça-Bozburun Yarımadaları Özel Çevre Koruma Bölgesi’ sınırları içinde yeralıyor.

Bozburun yönetsel açıdan Marmaris ilçesine bağlı olmasına karşın, fiziksel bütünlük nedeni ile Datça ile birlikte ele alınıyor. İki yarımadanın korumaya alınan alanı toplam olarak 1474 km2.

BOZBURUN YAT LİMANI

         Bozburun yat limanına turizm sezonunda günübirlik olarak ortalama 50 tekne demirler. Marmaris-Bodrum ve Bodrum- Marmaris arasında çalışan teknelerin uğrak yeri mutlaka Bozburun olur. Balıkçı teknelerinin de yanaşması için 30- 35 adet büyük, 60-70 adet de küçük balıkçı teknesi demirleme yeri var. Yat Limanı 50 yat kapasiteli. Limanda, konaklayan yatların elektrik, su ve diğer ana gereksinimlerinin karşılanabileceği olanaklar belediye tarafından sağlanıyor.

ALIŞVERİŞ

İrili ufaklı birçok dükkânda mücevher, deri, halı, kilim, giyim ve bölgeye özel hediyelik eşya satın alabilmeniz mümkün. Haftada bir gün kurulan üretici pazarında uygun fiyatlı, organik taze sebze ve meyve bulabilir, diğer ihtiyaçlarınızı da buradan karşılayabilirsiniz. Yöre pazarları büyük kentlerde göremeyeceğiniz bir özellik taşır. Kırlardan toplanan çeşitli otlar, kurutulmuş sebzeler, bahçe ürünü taze sebze ve meyveler, el işi ürünler satın alabilirsiniz. Kekik balı, çam balı, badem, kekik ve adaçayı yöreye özgü ürünler. Yörenin dünyaca meşhur balını kahvaltı sofranıza katmayı ve yakınlarınıza hediye olarak götürmeyi ihmal etmeyin.

Ayrıca Bozburun’da sizin ve çocuklarınızın her türlü günlük ihtiyacını karşılayabileceğiniz çeşitli marketler bulunuyor.

SAĞLIK HİZMETLERİ

  Bozburun’daki sağlık ocağı temel ve acil sağlık hizmetlerini sunuyor. Bunun dışında 57 kilometre uzaklıktaki Marmaris’te bulunan sağlık kuruluşları ve kliniklerden de hizmet alabilirsiniz. Marmaris bölgesi önemli ameliyatlar ve cerrahi bakımların yapılabildiği sağlık kuruluşlarına sahip.

Bozburun Pansiyon